Her hareketin bir anlamı var. İnsan, benim gibi hareketten vazgeçerse, bu anlamları
daha iyi hissediyor. Sigarayı yaktı; yanmış kibriti kutunun içine koydu. Her hareketini
önceden hesaplarsan hata yapmazsın; aynı zamanda, düşüncelerini hareketlerinden
ayırırsın. Ne yaptığını hatırlarsın; düşünceden harekete geçmek kolay olur böylece. Düşünmeğe başladığım sırada en son olarak sigara tablasını yere, kilimin üzerine
koymuştum, dersin. Düşünceler seni bırakınca delirtici bir şaşkınlığa, gerçeğe alışmanın
zorluğuna düşmezsin. Kaç sigara içtiğini, her birini nasıl söndürdüğünü,
kibritleri nereye koyduğunu hatırlarsın. yoksa, birdenbire sigara tablasının
içinde dört izmarit ve iki kibrit bulursan büyük bir korkuya kapılırsın:
sigaramı nasıl yakmışım? Olağanüstü bir şey mi oldu bu arada? Aklımı mı kaybediyorum? Birden her şeyi unutacak mıyım? Oysa, içinden bir ses, kibrit kutusuna koydun,
kibrit kutusuna koydun diye seni yatıştırırsa büyük bir ferahlık duyarsın;
herkese ve her şeye meydan okumak için büyük bir cesaretle dolduğunu hissedersin. Benimle kimse başa çıkamaz hesabını veremeyeceğim tek dakikam yok diye gururlanırsın. Gerçekle rüyayı birbirinden ayırırsın. Bu iki kibriti ben rüyamda yakmadım. İşte kutuyu açıyorum: içinde iki tane yanmış kibrit. Kendi kendine gülümsersin: beni daha ele geçiremediniz. Korkuların bir an sürer geçer. Sayı ile hareketi renk ile düşünceyi sadece rüyanda karıştırdığın için endişe duymazsın. Hikmetler de birbirine karışmaz. Fakat bütün bu rüyaları neden gördüğünü biliyor musun? Her şeyi biliyorum. Eyvah! Mutfağın elektriğini söndürmeyi unutmuşum. Dur, telaşlanma; gider söndürürsün.
Author: Oğuz Atay