Kış başında ise; bayan Nermin’in insanları, kadınlı erkekli; bu aslen nereli olduğu anlaşılmayan, güzel, varlıklı, bu evin bahçesine her türlü it köpeği toplayıp onlarla al takke ver külah eden,üstelik kendi kocalarını bile ellerinden alıp evine davet eden, rakı masalarında saatlerce erkeklerin karşısında oturup onların gönlünü yapan, kahkahaları taa diplerdeki evlerde uyuyan delikanlıları yatağından sıçratan, bu orospu kılıklı karıyla onun o boynuzlu kocasının, mahallenin ahlakını bozan bu insanların, burada kendi öz mahallelerinde ne aradıklarını birbirlerine sormaya başlamışlardı.
Leylâ ErbilBizim milli duygumuz din kökenli hoşgörüsüzlük, gaddarlık, aşağılık duygusu ve sinsiliktir.
Leylâ ErbilAnnem ellerini ne vakit reddetti hiçbirimiz anımsamıyoruz.
...
Minderin yüzü lime lime olmuş, kuruluktan tozlaşmış gül yaprakları misk gibi kokutmuştu odayı, gene de işte oğlum bile ninesinin ellerinin yerine kanatlar bitmekte olduğunu fark etmemişti.
...
Kızım güzel gözlerini belerte belerte, "Anne yapılır mı bu, şımarttığınız yetmiyor, şimdi de canavarlaştırıyorsunuz şunu, büyüyünce ne olacak bu oğlan, bir de aydın kadın olacaksın!.." diye sık sık azarlıyordu beni, ama o da ninesinin başkalaştığını, ellerinin giderek ufaldığını, ellerinin yerine kanatlar bitmekte olduğunu görememişti.
gorgo’nun
hepimizi
taksim 1 mayıs alanı’na topladığı
o muhteşem günü de unutmamalı
anıtın çevresine sığışamayanları
taksim gezisine kovalattı
ve unsurlarıyla
bir hamlede kuşattı çevreyi
biz ne olduğumuzdan
korkup bağırıp
çığırınca
coplar zehirli gazlar
ardından basınçlı sular
işledi maksemin ordan
su ki bir damlası bile azizdir
biz laikler için
çocukları alıp havada döndürüp
yere çalmaya başladı
(...)
“avm kulesinin tepesinden
seslendi gorgo:
ölümümü bekleyenler
avucunu yalasın
ölmeyeceğim
yüzyıllar sürse de
sizi değiştirene kadar
başınızdayım
Tag: leyla
Birisine anlatmak da ucuzlatıyor ya işi, ne bekliyorsun karşındakinden, o acıyı gidermesini mi? En iyisi susmak...
Leylâ ErbilNe incelikliymiş on sekizinci yüzyılın mektuplaşan insanları, çok özenmişimdir. Eskiden çocukken ben de önüme gelene mektup yazdım her vesileyle, “senin” ya da “sizin” diyebilmek için. İmzadan önce tam üstüne,“senin”. Biri anlamamış aşk ilan etmişti bana, bir başkası da “ben de senin!” demişti.
Leylâ ErbilNedir asıl sorun diye düşünüyorum. Asıl sorun? Asıl sorun tek başına ayakta durabilmekte, yalnızlığı öğrenebilmekte mi? Asıl sorun sevgisiz yaşayabilmekte mi? Sevgisiz kalıp direnmeyi, sevgisiz kalıp gene de boyun eğmemeyi, dilenmemeyi öğrenmekte mi? Asıl öğrenmemiz gereken şey sevgisiz bir yaşam düzeni mi?
Gitmekle ne iyi ettin. Haklı olan senmişsin! Ben romantik, yanlış kitaplarla, kötü yaşam örnekleriyle aldatılmış, yaşamanın anlamını kavramaktan yoksun, kibirlinin biriymişim. İnsan tek başına yaşamı karşılamak zorunda, bense ille de bir sevgiliyle el ele verip değiştirecektim dünyayı! Ne ham hayal, ne zırvalık.
Tag: mektup leylâ leylâ-erbil
Aslında bir aşka, olup bittikten sonra, en sonundan baktığımda, geride aşk adıyla anılacak bir şey bulamıyorum; belki hoş bir duygucuk, kısa bir süre yaşanmış ama mutlaka sona ermiştir; geriye kalan buruk bir tebessüm, acılı bir anı, yitmiş bir aşk vehmi, görünmez olmuş! Oysa başlarken ne kadar inandırıcıdır her şey. İki insanın, bir örgü gibi, tülden, hafif bir dantel gibi sarınmışlıkları vardır aşkı. Etin ete, ısının ısıya geçişi; yitirdiği yarısını arayan insanoğlunun bulduğunu sandığı parçasına rastladığında geçirdiği bir baygınlıktır aşk. Sonu olmasa, sonu gelmese vardır, evet vardır. Bir düşünce olarak, nakşedilmiş bir bilgi olarak genlerimize, vardır; yoktur demeye dilimizin varmadığı; kıyamadığımız için yok olmasına, elbirliğiyle yalandan var ettiğimiz bir sözcük, olmasını hep istediğimiz ve isteyeceğimiz bir umuttur aşk, bu umudu çalmaya kimin gücü yeter yarının insanından?
Leylâ ErbilTag: mektup leylâ-erbil ruveyda
İnsanlar, insanlar, insanlar. Şimdi salt insanlar ilgilendiriyor beni. Ne büyük bir zenginlik. Yeni bir insan tanıyınca başım dönüyor. Nasıl olduğunu, neler yapabileceğini anlayana kadar. Başımı döndürüyor gerçekten insanlar...
Leylâ ErbilTag: leylâ-erbil ruveyda
Onlar, bizi kabul etmek istemiyor. Onlar, aralarında görmek istemiyorlar Türk kadınını, bakma öyle her birinin Atatürk devrimcisiyim diye aslan kesildiğine, kendileriyle eşit olmamızı, bizim de salt sanat konuşmak için, sanatçı dostlar edinmek için oralara girip çıkmamızı yediremiyorlar erkekliklerine, zora gelince çıkarıp bilmem nerelerini göstermeleri bundan. Osmanlı bunlar daha, Osmanlı! Osmanlı'dan da beter...
Leylâ ErbilPagina 1 di 1.
Data privacy
Imprint
Contact
Diese Website verwendet Cookies, um Ihnen die bestmögliche Funktionalität bieten zu können.