Ne garip bir varlıktı şu insan. Elinde, varolduğu tek bir zaman vardı aöa hem geçmişe hem geleceğe doğru salınıp duruyordu. Bulunduğu andan sıyrılıp, anın gerçekliğinden kopuyor, ya geçmişin ya da geleceğin sisli dünyasına dalıyordu.
Mustafa UlusoySorun şuydu: Geçmiş, geçip gitmiştir. Geçmiş, güya bugünün küllerinden başka bir şey değildir. Şu an yoktur. Şu an yoktur ama tekrar tekrar yaşanır. Tekrar tekrar. Kırıcı bir söz, bir travma, örselenme, bir anı. İyi ya da kötü. Ama özellikle kötü yaşantılar, bin kez çarpıyordu insana. Yok olan, artık şimdi olmayan bir olay nasıl oluyor da bin kez yaşanabiliyordu?
Mustafa UlusoyDiğer sorun da şuydu: Gelecek, gökteki bulutlar gibi uzaktı. Hatta sonsuz uzak. Hatta gelecek diye bir şey yok gibiydi. Olup olmayacağı belirsiz, müphem bir gelecek uzanırdı insanın önünde. Ama nasıl oluyor da insan geçmişe dalıyordu? Adeta onu geleceğe doğru taşıyordu. Bir anın içinden nasıl sıyrılıyor da, şimdi olmayan zamanın iki kanadına tutunabiliyordu?
Mustafa Ulusoyİnsan: Dalıp giden ve çoğunlukla da dalıp gittiği yerde yaşayan varlık.
Mustafa UlusoyAllah'ın merhametinden fazla merhamet, merhamet değildir.
Mustafa UlusoyPeygamberimiz, oğlu İbrahim ve torunu öldüğünde ağlayıp gözünden yaşlar akınca, arkadaşlarına; Bu, Allah'ın kullarının kalbine yerleştirdiği acıma duygusudur. Allah, kulları arasında müşfik olanlara merhamet eder, demiş ve eklemiş: Göz yaşarır, kalp hüzünlenir, fakat biz Rabbimizin razı olmayacağı bir şey söylemeyiz.
Mustafa UlusoyBu dünyada hepimiz kaybederiz. Hayat kaybetmektir. Kaybetmeye razı olmaktır. İsteklerin bu dünyaya uymuyor. Sen nerede yaşadığını zannediyorsun, dünyanın cennet mi olduğunu sandın yoksa. Burası ne cennet ne de cehennem. Burası dünya, fani dünya. Gelip geçtiğimiz bir yer. Sadece bir durak, bir uğrak yeri. Kaybeden olmak istemiyorsan cennete gidersin ve artık orada hiç kaybetmezsin. Ama cennete gitmek istiyorsan, önce kaybedeceksin, her şeyini kaybedeceksin, ayrılmayı öğreneceksin, her şeyden ayrılmayı öğreneceksin, razı olacaksın, dünyanın ayrılık temeli üzerine kurulmuş olmasına rıza göstereceksin, teslim olacaksın. Çünkü burası kaybetmek için geldiğimiz bir yer. Kalmak için değil gitmek için buradayız.
Mustafa UlusoySevdiğinin acısı insanın kendi acısını örtebiliyor.
Mustafa UlusoyDoğrusunu söylemek gerekirse, bugün sizden bir şey öğrendim. O'ndan şikayet etmek ile O'na şikayet etmek arasındaki farkı.
Mustafa UlusoyBizler birbirimizi tanıdığımızı sanırız. Halbuki ne kendimizi tam anlatabiliriz başkalarına, ne de başkaları, bizim yarım yamalak anlattığımız kendimizi tam olarak anlayabilirler. Birbirimiz hakkında bir yanılsama içinde yaşar ve ölürüz. Hepsi bu.
Mustafa Ulusoy« erste vorherige
Seite 2 von 5.
nächste letzte »
Data privacy
Imprint
Contact
Diese Website verwendet Cookies, um Ihnen die bestmögliche Funktionalität bieten zu können.