Sen bakma o yüzdeki nura. Yalancıdır, aldatıcıdır.
Sait Faik AbasıyanıkBu yürek, bizim yüreğimiz, bir tahtası eksiklerin yüreğidir, dedi.
Sait Faik AbasıyanıkYine İstanbul çirkin. İstanbul mu? İstanbul çirkin şehir. Pis şehir. Hele yağmurlu günlerinde. Başka günler güzel mi, değil; güzel değil. Başka günlerde Köprüsü balgamlıdır. Yan sokakları çamurludur, molozludur. Geceleri kusmukludur. Evler güneşe sırtını çevirmiştir. Sokaklar dardır. Esnafı gaddardır. Zengini lakayttır. İnsanlar her yerde böyle. Yaldızlı karyolada çift yatanlar bile tek.
Sait Faik AbasıyanıkYalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burda her şey bir insanı sevmekle bitiyor.
Sait Faik AbasıyanıkGemi bir gün hazırdı. Bu gemi Trifon için bir dünya demekti. Trifon bu gemi için içinde bir şeylerin çarptığını hissediyor,bu gemiye bakarken Trifon, küçük kızların önünden geçtiği zaman duyduğu yumuşaklığı, bir nevi sarsıntıyı, baş dönmesini duyuyordu. Bu gemi Trifon için mavi gözlü bir kızdı. En tuhafı bu mavi gözlü kızı Trifon kendisi yaratmıştı. Bu mavi gözlü kız da Trifon'u seviyordu. Hiç mavi gözlü sahici kızlar Trifon'u severler miydi?
Sait Faik AbasıyanıkO sinema da yerinde yok. O sinema aynalar içinde idi. Yağmurlu havalarda kumaş kumaş, insan insan kokardı. Birinci mevkiin çocuklarının arasına karıştığımız zaman içim sevda ile dolardı. Her yüz güzeldi. Her çocuk babacandı. Her el nasırlı, küçük, kirli ve sıcaktı.
Sait Faik AbasıyanıkSarıldı. Onu kendi yatağına götürdü. Yorganı üstlerine çekti; soğumaya başlayan vücudu ısıtmaya çalıştı. Vücudunu, hayatiyetini bu soğuk insana aşılamaya uğraştı. Sonra, âciz, onu köşe minderinin üzerine attı. Bütün arzusuna rağmen o gün ağlayamadı. Gözleri yandı, yandı, bir damla yaş çıkarmadı. Aynaya baktı. En büyük kederin karşısında, bir gece uykusuz kalmış insan çehresinden başka bir çehre almak kabil olmayacak mıydı?
Sait Faik Abasıyanıkİkimiz de fazla konuşmayı sevmiyenlerdeniz.O bu kadar konuştuğumuza bile pişman gibiydi.Balıkçı dediğin kendi kendisiyle konuşan adamdır,diyeceğim ama,yanlış olur.Doğrusu balıkçı kısmının geveze olmayışıdır.Balıkçının gevezesine hiç rastlemadım.Sonunda şöyle bir neticeye vardım:İnsan balıkçı ise geveze değildir.Geveze ise balıkçı değildir.Ama lüzumu olunca da konuşmalı.
Sait Faik AbasıyanıkSöylemeliyim,
Yok
Yok... meydanlarda bağırmalıyım.
Bu küçük
Güllerin buram buram tüttüğü
Anadolu şehri kahvesinde
Kiraz mevsiminin
Sevişme vakti olduğunu.
Tags: 1906-1954
Biz erkek kısmı güneşin,havanın,suyun çocuklarıyız belki,ama kadınlar muhakkak topraktan.
Sait Faik Abasıyanık« first previous
Page 3 of 4.
next last »
Data privacy
Imprint
Contact
Diese Website verwendet Cookies, um Ihnen die bestmögliche Funktionalität bieten zu können.