Herkes,görebildiği ve anlayabildiği kadarıyla yaşar zaten.Fakat aynı zamanda herkes,göremediği ve anlayamadığı kadarıyla bir ölüdür....
Hüsnü ArkanGezdiğim her yerde hep üç tip insan gördüm: Azınlık yönetiyor; birçok kişi birine hizmet ediyor; çoğunluk karanlık işler çeviriyor. Biz ise yönetemiyoruz; pek kurnaz da değiliz, kör de değiliz, boyun eğmek de istemiyoruz; karanlık işlere bulaşmaya da tenezzül etmiyoruz. En iyisi, ne bir parça ekmek bulabilen, ne de dayak yiyen sahipsiz köpekler gibi yaşamak.
Ugo FoscoloO zaman şöyle bir geçmişe baktım ve yüzümü açgözlülükle geleceğe çevirdim: Hep boşlukta geziniyordum ve kollarım hiçbir şeyi kucaklayamadan umutsuzca aşağı sarkıyordu. İşte o zaman durumumun ne denli umutsuz olduğunu anladım.
Ugo FoscoloTags: yaşam
Çoğunluğun sevgisi uzun sürmez ve uğursuzdur; amaca göre değil, şansa göre yargılar; işe yarayan cinayeti erdem, ona zararlı görünen dürüstlüğü alçaklık olarak tanımlar. Onun övgüsünü kazanmak için ise onu ya korkutmak, ya da pohpohlamak, yani sürekli aldatmak gerekir.
Ugo FoscoloTanrı sizi benim 'çılgınlıklarım'dan korusun; beni de sizin 'bilgeliğiniz'den koruması için ruhumun olanca gücüyle ona yalvarıyorum.
Ugo FoscoloTags: yaşam toplum bilgelik çılgınlık
Ölümden korktuğumuzdan değil yaşadığımız, biz savaşmayı sevdiğimizden yaşarız.
Ahmet Altanİnsan bazen dış dünyadan o kadar kopar ki adeta muhayyilenin içine düşer. Bazı durumlarda muhayyile bir kuyu gibi insanı süreki içine çeker, bir türlü dışarı çıkamazsınız. İçindeki imgelerin çoğu, kaygıları yansıtan resimler olunca, muhayyile endişe deposuna dönüşür. Geçmişte cereyan eden acı verici olayları kabullenmekte zorlanan insanlar da kolayca muhayyileye düşer ve olup biten şeyleri muhayyilelerinde tekrar tekrar yaşarlar.
Mustafa UlusoyTags: hayat yaşam ölüm giderken-bana-bir-şeyler-söyle mustafa-ulusoy
Artık hayatın ne kadar kısa olduğunu, zamanın anbean tükendiğini hissediyordu. Sürekli nabzını sayan hastalık hastası bir insan gibi, zamanın nabzını tutuyordu. Zaman hastalığına tutulmuştu. İpe dizilmiş boncuklar misali birbirini izleyen günlerden oluşmuş bir hayatı vardı. Biraz zorlansa dağılıp gidecek bir hayat.
Mustafa UlusoyTags: hayat yaşam ölüm giderken-bana-bir-şeyler-söyle mustafa-ulusoy
Bir gemi düşün, bu gemide hepimiz birer yolcuyuz. Unutulmaması gereken şey, gemiyi idare eden bir sistemin olduğu. Gemi binlerce şey hesap edilerek yapılmış. Ya bir şey olursa diye valizini sıkı sıkı tutman, gemiye ve geminin sahibine güvenmediğin anlamını içerir. Ayrıca gemi batarsa, elinde tuttuğun valiz seni denizin dibine doğru çeker. İçimden bir ses sana hep şunu söylemek istiyor: valizi elinde öyle sımsıkı tutma, bu hiç akıllıca değil, üstelik çok da yorucu. Gemiye bırak artık valizi.
Mustafa UlusoyTags: yaşam ölüm mustafa-ulusoy gideken-bana-bir-şeyler-söyle
O sıralar bir kitapta okuduğum 'Hayatım Rabbani bir mektuptur' cümlesinin karşıma çıkması da tesadüf olamazdı. Hayatım O'nun yazdığı bir mektupsa, bu hayat bana değil O'na aitse, O istediği harfi, sözcüğü, cümleyi yazardı. Kendisine ait hayatın üzerine. Rabbim, dedim, hayatım Rabbani bir mektupsa eğer, yaşadığım tüm acılar, kederler, musibetler Sen'in yazdığın bir sözcüktür. Sen'in yaratmanla oluşan bir haldir, Sen'in eserindir. Sen'in sonsuz isimlerini gösteren bir yaşantıdır. Eğer acı çekmem Sen'in isimlerinin tecellisine mazhar olma hali ise, bu hal Sen'i anlatıyor demektir. Acı çekmem Sen'i anlatıyorsa, Sen'in isimlerinin tecellisine mazhar oluyorsam bundan vallahi şikayet etmiyorum şu andan itibaren. Sen'in için, Sen'in isimlerinin tecellisi için acı çekiyorsam, rahatım kaçıyorsa, Sen'in için bu bedele değer Rabbim...
Mustafa UlusoyTags: yaşam ölüm mustafa-ulusoy gideken-bana-bir-şeyler-söyle
Page 1 of 3.
next last »
Data privacy
Imprint
Contact
Diese Website verwendet Cookies, um Ihnen die bestmögliche Funktionalität bieten zu können.