uygarlığın olmadığı yerlerde ev bir evle değil, bir eylem ya da eylemler kümesiyle temsil edilir. herkesinki kendine özgüdür. bir zorunluluk duyulmadan seçilmiş eylemler kendi içlerinde geçici olabilirlr belki, ama herhangi bir binadan daha kalıcı ve sağlam sığınaklar sunarlar. Ev o zaman bir mekan olmaktan çıkar, yaşanan bir hayatın anlatılmamış öyküsü olur. En can alıcı noktaysa, evin aslında insanın adından başka bir şey olmadığıdır - birçok kişiye göre de insan adsızdır.
John BergerYıldız kümelerni ilk keşfedip onlara ad veren öykücülerdi. Bir avuç yıldız arasına düşsel bir çizgi çekince kimlik ve birer imge kazanıyordu yıldızlar. Çizgiye işlenmiş yıldızlar bir anlatıya işlenmiş olaylar gibiydi. Yıldızların küme oluşturduğunu düşlemek kuşkusuz ne yıldızları ne de onları çeviren kara boşluğu değiştirdi. Değiştirdiği şey insanların geceleyin göğü okuma biçimiydi.
John BergerGerçekte hep iki zaman arasındayızdır: Gövdenin ve bilincin zamanı arasında. Bütün öbür kültürlerdeki ruh ve gözde arasındaki ayrım işte buradan kaynaklanır. Öncelik her zaman ruhundur ve yeri bir başka zamanın aktığı çizgidedir.
John BergerYour lips, beloved, are like a honeycomb: honey and milk are under the tongue. And the smell of your clothes is like the smell of my home.
John BergerMots clés lovers
Afficher la citation en allemand
Montrer la citation en français
Montrer la citation en italien
Oil painting did to appearances what capital did to social relations. It reduced everything to the equality of objects. Everything became exchangeable because everything became a commodity.
John BergerMots clés commoditisation-of-art
Publicity is in essence, nostalgic. It has to sell the past to the future... According to publicity, to be sophisticated is to live beyond conflict.
John BergerI was scared of one thing after another. I still am.
Naturally. How could it be otherwise? You can either be fearless or you can be free, you can’t be both.
To remain innocent may also be to remain ignorant.
John BergerYou painted a naked woman because you enjoyed looking at her, put a mirror in her hand and you called the painting “Vanity,” thus morally condemning the woman whose nakedness you had depicted for you own pleasure.
John BergerMots clés misogyny chauvinism sexism projection
الماضي هو الزمن الوحيد الذي لسنا سجناء له. يمكننا تغيير الماضي تماماً كما نرغب. ما لا يمكننا القيام به هو تغيير نتائجه.
John Berger« ; premier précédent
Page 6 de 7.
suivant dernier » ;
Data privacy
Imprint
Contact
Diese Website verwendet Cookies, um Ihnen die bestmögliche Funktionalität bieten zu können.