HUSREV - en azgın hayvan bünyesinin içine oturtulmuş öyle cellat bir ruh taşıyorum ki, bütün insiyaklarımı körletiyor. beni yiyor. beni paçavra haline getiriyor.
ZEYNEP - (isyankar) anlamıyorum, anlamıyorum.
HUSREV - (garip bir istihza ahengiyle) bir dakika sabret! birazdan hiçbir şey anlamayacaksın. bendeki bu ruh her şeyin iç yüzünü kurcalıyor, tırmıklıyor. gözü bağlı hiçbir isteğe izin vermiyor. en sevdiği şeylerden bir anda iğreniyor. en düşünülmeyecek yerde, birdenbire düşünmeğe, hesap yapmaya kalkıyor. kendisine göre, kanunları, ölçüleri var. müthiş bir çirkinlik korkusu ve güzellik kaygısı içinde çırpınıyor. aradığını bulamıyor. bulduğunu razı olamıyor. saadetlerin yüzde yüzü olan hayvani saffetleri, bir sansarın pilici boğması gibi boğuveriyor.
ZEYNEP - durma, yürü artık!
HUSREV - kadınla erkeğin yan yana gelmekle kurduğu bambaşka bir cihan tasavvur ediyor. bu cihanın hususi bir tabiatı, şartları, incelikleri var. o cihana erişememiş insanlardan daha kaba bir şey bilmiyor. fakat onların cezasını nefsine kendi azasına çektiriyor. öyle bir hakim tasavvur et ki, karşısına çıkarılan suçluların cezasını kendisi yüklensin. ne tuhaf değil mi? kendisi yükleniyor. çünkü biliyor ki, o suçlular, elindeki kanunun hikmetinden hiçbir şey anlamazlar. mesul değillerdir.
ZEYNEP - ne içinden çıkılmaz şeyler bunlar. kendini bunlarla harap ediyorsun.
HUSREV - doğru! bu, ne kadar çok isteyen, verilemeyecek, bulunamayacak kadar çok isteyen, doyurulamayacak kadar aç, okşanamayacak kadar sinirli ve hodgam bir ruh. bu ruh insanın dış ve ön benliği içinde öyle bir ikinci "ben" yapıyor ki, bu "ben", iyi kötü her şeye düşman ve yabancı kalıyor.
ZEYNEP - senden korkuyorum.
HUSREV - işte sen, bendeki bu ikinci "ben"le ihtilat edemedin. onu yalnız, kendi başına, kendi aleminde bıraktın. benimle beraberleştiğin her defa, bana yalnızlığımın, çaresizliğimin derecesini ihtar ettin. iki ten arasındaki uçurumu, bana öğreten sensin.
Tag: ben
Janelle, you're my home.
Elizabeth NorrisEven though I wasn't there, you were always with me. Always.
Elizabeth NorrisEverything that tried to stand between us doesn't matter.
We might have broken a little.
But now we're stronger in those broken places.
And we're going to face whatever comes next together.
When my mouth meets hers, I swear that from that second on, she has me. You always hear people talk about how there are moments in your life when you just know that things will never be the same. I always thought that was all horseshit. But here, now, with the feeling of her soft, incredible lips moving with mine, I know that it happens.
Steph CampbellTag: ben
We are the clay, and you are Michelangelo.
And we will be your masterpiece.
Don't you dare. Don't you run away from me." He holds me tight, his fingers pressing into my back. "I'm listening. You're not Ariel. Then what should I call you? I don't care. I'll love you no matter what name you want me to use.
Stacey JayTag: love ben juliet-capulet
No," he says, taking us both in. "No, no, no. You've come farther than most people on this planet will in their lifetimes. You've overcome obstacles and dangers and things that should've killed you. You've outrun an army and a madman and deadly illness and seen things most people will never see. How do you think you could have possibly come this far if you didn't have hope?
Patrick NessYou shouldn't have done that.
Ben DrownedTag: ben drowned creepypasta
Are you okay?" I (Cassie) call up to him.
"Um. Define okay." (Ben)
"Okay means you're not bleeding to death."
"I'm okay.
« prima precedente
Pagina 3 di 4.
prossimo ultimo »
Data privacy
Imprint
Contact
Diese Website verwendet Cookies, um Ihnen die bestmögliche Funktionalität bieten zu können.